31 Ekim 2009 Cumartesi
Delilikten Yatıyoruz, Salaklıktan Değil - Fıkra
Arabanın lastiği tam tımarhanenin önünde patlar. Adam arabayı kenara zor yanaştırır.
Sonraki işlem malum… Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker.
Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer. Mazgal açılır gibi değil, bijonlar görünmüyor bile. Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker.
Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir;
- Ula salaaak! Sen ne yapıyorsun orda öyle?
- Sorma birader, lastik patladı ve değiştirirken bijonlar mazgala düşürdüm.
- Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar. Hepsi 3 bijonlu olsun. Seni, lastikçiye kadar idare eder.
Adam hemern denileni yapar.
Ve akıl hastanesindeki deliye seslenir:
- Senin ne işin var tımarhanede?
Cevap müthiştir….
- Biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim, salaklıktan değil!
29 Ekim 2009 Perşembe
Domuz Gribinin Önlemi - Deli Olma Elini Doğru Yıka
1. Ellerinizi akan, ılık suyla ıslatın. Islak ellerinizi sabunla iyice köpürtün.
2. Ellerinizin her noktasını (avuç içi, parmak araları, bilekler) iyice ovalayın.
3. Ellerinizin her noktasının sabunla iyice temizlendiğinden emin olun. İyi el yıkama işlemi sabunla 20’ye kadar sayarak gerçekleşir.
4. Ellerinizi yıkadıktan sonra iyice durulayın.
5. Yıkama işleminden sonra ellerinizi temiz bir havlu veya kağıt havlu ile iyice kurulayın.
Bakterilerin üreme için neme ihtiyacı vardır. Bu yüzden kurulamadığınız elinizde gerçek bir temizlik tam olarak sağlanmış olmaz. Mutlaka elinizi temiz havlu veya kağıtla kurulayın. Üzerinize silmek daha fazla kirlenmeye sebep olur unutmayın.
Deli Deli Küpeli
Tımarhaneden kaçıp, bir kasabada rastlantı sonucu kaymakam olan iki delinin güldürüsü.
Yönetmen:
Kartal Tibet
Senaryo Yazarı:
Osman F. Seden
Kartal Tibet
Yapımcı:
Memduh Ün
Müzik:
Cahit Berkay
Görüntü Yönetmeni:
Orhan Oğuz
Oyuncular :
Kemal Sunal
Deli Kaymakam
Melike Zobu
Hatice
Yaman Okay
Eşkiya Yılanoğlu
Yavuzer Çetinkaya
Deli Hakim
İhsan Yüce
Deli Çavuş
Reha Yurdakul
Avukat Şeref Haktanır
Sırrı Elitaş
Tefeci Mahmut Ağa
Renan Fosforoğlu
Tahrirat Katibi Şükrü
Uluer Süer
Tüccar Hacı Karamuratoğlu
Fatoş Sezer
Çukurovalı Çengi Afet
Aynur Aydan
Hakkı Üstün
Akıl Hastanesi Başhekimi
Gafur Uzuner
Darağacını Kuran Cellat
Eser:
Cevat Fehmi Başkut
Kurgu:
Mevlüt Koçak
Yapım Ekibi:
Sabri Arslankaya - Yapım Sorumlusu
Kamera Ekibi:
Mahmut Yumuşak - Kamera Asistanı
Post-Prodüksiyon:
Nevzat Dişiaçık - Negatif Kurgu
Selahattin Kaya - Laboratuar Şefi
Ziya Uçak - Laboratuar
Armağan Köksal - Laboratuar
Hikmet Kuyucu - Renk Düzenleme
Işık Ekibi:
Recep Biçer - Işık Şefi
Remzi Biçer - Işık Asistanı
Ses Ekibi:
Gültekin Çavuş - Ses Kayıt
İdari İşler:
İsmail Kündem - Set Amiri
Yapım:
Uğur Film
Ek Bilgiler:
Özellik: Renkli 35 mm
Ülke : Türkiye
Süre : 87 dk
27 Ekim 2009 Salı
Zeynep Cassalini - Delilik
DELİLİK
Delilik kısa sürer çok
Pişmanlık uzun
Kararın doğru gibidir
Sonrası hüzün
Bir de bakarsın arkanı dönüp
Kalmamış huzur
Soru sormaz
Akıl almaz
Tükenir gücüm
Bir bitene çare yok
Bir de yitip gidene
Asla inanmamalı
Ben hep varım diyene
Korktum böyle olacağından
Ama hep bildim
Şimdi bu neyin tasası
Korkunun da ecele
Yok ki faydası
söz müzik: müfide inselel
25 Ekim 2009 Pazar
1. Başkent Rallisi Komedisi
Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) ve Başkent Otomobil Off Road Kulübü'nün düzenlediği 2009 Başkent Rallisi, polis tarafından durdurularak iptal edildi.
Ankara'da bir alışveriş merkezinin önünde başlayan 1. Başkent Rallisi, 11 aracın katılımıyla sabah saat 10.00'da start aldı.
Alışveriş merkezinin açık otoparkında "zamana karşı seyirci özel etabı" sırasında 3. aracın pisti terk etmesinden sonra polis ekipleri yarışı 10.22'de durdurdu.
Yarışın izin kağıdını görmek isteyen polis ekipleri, yarış araçlarını tek tek kontrol etmek istedi.
Yarışı düzenleyen yetkililer ve polis ekipleri arasında uzun süren tartışmalar yaşandı.
Polis ekiplerinin, alınan iznin kapsamının dışına çıkıldığı ve bazı araçlarda ruhsat bulundurulmaması nedenleriyle yarışın koşulmasına izin vermediği öğrenildi.
Polislerin yarışı iptal etmesi kararına, pilotlar ve federasyon yetkilileri tepki gösterdi.
2009 yılı Türkiye tırmanma şampiyonu Burak Nomer, yaptığı açıklamada, "Biz buraya İstanbul'dan start almaya geldik. 20 senedir yarışıyorum. ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorum. Bize her yerde polis ekipleri yardımcı olurken, burada bizi engelliyorlar" dedi.
hamiş: 7 arabada trafikten men edilmiş... olay gerçekten sadece ülkemizde yaşanacak kadar acayip...
24 Ekim 2009 Cumartesi
Dünyanın En İyi Saklanan Sırrı!
COCA COLA'NIN FORMÜLÜ!
Dünyanın en çok kâr eden şirketlerinden Coca Cola'nın formülünü ölesiye saklamasından daha doğal birşey yoktur. Birçok kola markasına rağmen hala dünyanın lideri konumundadır. İçindekileri herkes merak ediyor ama sadece bilinenlerden kabarcıklı su, yüksek oranda fruktoz mısır şurubu, kafein ve kahverengi boya maddesinin olabileceği.
KİM BİLİYOR?
Sadece dünyada 2 kişi... Söylentilere göre 2 kişide formülün yarısını biliyor ve ancak birlikteyken gerçek formül ortaya çıkıyor.
NASIL SIR OLARAK SAKLANABİLİYOR?
Formülün orjinali ve kopyaları Atlanta'daki SunTrust Bankasında tutuluyor. Bu sırrın iyi saklanması için şirket SunTrust Bankasına 48.3 milyon dolar bir pay ayırmış. Coca Cola şirketinin politikaları arasında sırrı bilen 2 kişinin aynı uçaklarda seyahat etmesi yasak. Bütün bu sırra rağmen kolanın içinde coca bitkisinden bir katkı olduğu biliniyor.
hamiş: bizde bunu yedik!
22 Ekim 2009 Perşembe
Deli Kasap
Deli Kasap dergisi 4. sayısını Yaşar Kemal'e ithaf etti
Türkiye’nin ilk e-rock dergisi Deli Kasap 4. fiziksel sayısını çıkardı. Yazar Yaşar Kemal’e ithaf ettikleri 4. koleksiyon sayısında dergi, hardrock, politika, edebiyat, alternatif hayat tarzları, ektrem sporlar, ekstrem müzikler, punk rock ve hard’n’heavy kültürüne farklı bir açıdan yaklaşıyor. Dergide Saxon’dan Slayer’a, Roger Waters’dan King Diamond’a bir çok konuda söyleşiyer ve yazılar yer alıyor.
21 Ekim 2009 Çarşamba
Deli Deli Olma
Tür : Dram
Gösterim Tarihi : 17 Nisan 2009
Yönetmen : Murat Saraçoğlu
Senaryo : Hazel Sevim Unsal
Görüntü Yönetmeni : Mustafa Kuscu
Yapım : 2009, Türkiye
Oyuncular
Tarık Akan (Mişka) , Şerif Sezer (Popuç) , Levent Tülek (Şemistan) , Cemile Nihan (Alma)
Çocukken ailesiyle Rusya'dan göçen bir Malakan olan Mişka, ailesinden kalan piyano borcu yüzünden köyde ahır ahır dolaşıyordur. Karslı köy kızı Alma ise bu piyanoyu çalabilmek için adeta deliriyordur.
Mişka ve Alma arasında oluşan sıcak bir dostluk üzerinden köyün kendine has hikayeleri ortaya çıkar. Bir taraftan da Mişka'nın hiç kavuşamadığı, ailesinin aksine sinirli bir kadın olan Popuç vardır.
120 ve O… Çocukları filmlerinin yönetmeninden Tarık Akan ve Şerif Sezer'in başrollerini paylaştığı, Kars'ın bir köyünde geçen film; komik, naif, içten ve bizi anlatan bir hikaye.
20 Ekim 2009 Salı
Muazzez Abacı - Kemancı Dövdü
Muazzez Abacı, eğlenmeye gittiği Civanım Bar'da, genç bir kemancıyı "Şarkıyı iyi takip edemiyorsun" diye tokatladı, sonra da kemanını kırdı! Diva'nın yaptığı 'düpe düz vurgun sayılır'! Muazzez Abacı, cumartesi gecesi sahne aldığı Günay Restaurant çıkışı, eğlenmek için Civanım Bar'a gitti. Büyük ilgi ve alakayla karşılanan sanatçı, ilerleyen saatlerde şarkıcı Utku tarafından sahneye davet edildi. Alkolün de etkisiyle keyfi yerinde olan Abacı, şarkılarıyla mest etti. Saatlerin 03.30'u gösterdiği sırada müziği susturan Muazzez Abacı, orkestradaki genç kemancıyı şarkıları iyi takip edememekle suçlayıp, "Bu işi adam gibi yap!" diye fırçaladı. Alkolün dozunu fazla kaçıran sanatçı, gecenin finalini genç kemancıyı tokatlayıp, kemanını kırarak yaptı.
kaynak:günaydın
19 Ekim 2009 Pazartesi
Pınar Eliçe - Sarkık Memeler
Pınar Eliçe 1.5 yıl aşk yaşadığı otomotivci Mehmet Çelik'i kendisine ihanet ettiği için terk ettiğini de şu sözlerle açıkladı: 23 Eylül'de nikah günü almıştık. Ama beyefendi beni tırnağım bile olamayacak bir kadınla aldattı. Özür dilemek için telefon açtığında ona şunu söyledim: 'Gazetede birlikte fotoğrafınızı gördüm. Senin göğüslerin bile o kadının sarkık memelerinden güzel görünüyordu Mehmetçiğim. Bari daha güzel bir şey seçseydin. İhanet ettiğine değseydi. Mutluluk dilerim'.
18 Ekim 2009 Pazar
17 Ekim 2009 Cumartesi
Adana'da 600 kilo at ve eşek eti ele geçirildi
Adana’da 20 gün arayla yapılan iki operasyonda toplam 600 kilo at ve eşek eti ile, 47 kesilmeyi bekleyen eşek ele geçirildi.
Merkez Yüreğir İlçe Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ve polis ekipleri, dün akşam Bahçelievler Mahallesi’ndeki bir eve düzenledikleri operasyonda, deposunda kesilmiş at ve eşek etleri ile kesilmeyi bekleyen 6 eşek ele geçirdi. Ev sahibi olay yerinden kaçarken, ele geçirilen etler imha edildi, 6 eşek ise ihtiyaç sahibi köylülere verildi.
26 Eylül’de de Yakapınar Beldesi yakınlarında jandarma ve zabıtanın yaptığı ortak operasyonda, 200 kilogram eşek eti ile kesilmeyi bekleyen 41 eşeğe el konulmuş, iki kişi gözaltına alınmıştı.
kaynak : hürriyet
16 Ekim 2009 Cuma
Deli Hüsnü - Şeytanla Kafa Bulma
bu haftaki kurtlar vadisinde deli hüsnü beni yine kendimden aldı. güzel karakter deli hüsnü.
deli hüsnü hastanede oturmaktadır ve yanında tuncay bey. hüsnü bir ıslık çalar, sonra " Euzu Billahi Mineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim" der. sonra tekrar ıslık çalar ve akabinde " Euzu Billahi Mineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim" der.
ben şahsen diziyi izlerken gerildim. ne yapıyor manyak diye. sonra deli hüsnü durumu açıkladı : " ıslık çalıp şeytanı çağırıyorum, Euzu besmele çekim kovuyorum. şeytanla kafa buluyorum"
gerginliğim bir anda dağıldı ve gülmeye başladım. sen çok yaşa deli hüsnü
15 Ekim 2009 Perşembe
Ebru Destan - Zagadaki Gafı
her insan gaf yapar. dili sürçer ya da o an demek istediğini değil de başka bir şey ağzından çıkabilir. her hata gibi bu da insana dairdir. gaf yapmak kötüdür ama tv de yapılanların değer elbette bir ayrı oluyor. eskiden milliyet gazetesinde "gündeme karşı serin duruş" diye bir köşe vardı. bende ayıla bayıla okurdum. ünlü gafları orada ünlü olmuştu. geçenlerde durup dururken bir tanesi, belki de en bombası aklıma geldi.
mekan Zaga stüdyoları, okan bayülgen'in eski programı. programa konuk olarak ise ebru destan çağırılmış. henüz programın ilk saniyeleri.
ebru destan bir anda izleyici kitlesinin de gençliğinden cesaret alarak şu unutulaz sözleri söyler " Bana göre 20 yaşına kadar herkes teenage'dir..." bunu duyan ve ön saflarda oturan bir teenagecimiz lafı koyar "Do you speak Turkish?". işte bu söz üzerine Eru destan ise: "Ayıp ayıp, önce Türkiye'de Türkçe konuşmasını öğren!.." diyerek cevap verir; böylece türk gaf tarihindeki yerini alır.
zaman: nisan 2003. üzerinden kaç sene geçti ama unutulmadı bu gaf.
Delilik Ülkesinden Notlar
"Akıllılar dünyasının bir kıyısında, sisli bir dağ başında çöreklenmiş, dünyayı kendimce anlamlandırmaya çalışan bir deliyim. Akıllılardan çok farklı olduğumun bilincini her an taşıyarak, onları gözetliyorum. Sürekli, duygularımı ve düşüncelerimi, akıllıların dünyasına özgü tarzda kodlamaya çalışıyorum. Başka türlü, iletişim kurmak, konuşmak imkânsız olur. Ben başkalarını gözetlerken, bir başka göz beni gözetliyor. Beni gözetleyen o gözü gözetleyen başka bir göz daha var. Daha ötelerde, onu da gözeteyen bir göz var. Mutlak'a kadar zincirleme giden bu korkunç yabancılaşma ve gözaltı duygusu içinde, ancak Allah, en uçta Allah'ın var olduğu inancı güven verebilir."
Ayşe Şasa, Yeşilçam'ın ünlü ve yetkin senaristlerinden biri. 1963 yılından itibaren Türk sinemasında Murat'ın Türküsü, Son Kuşlar, Ah Güzel İstanbul, Utanç ve Gramofon Avrat gibi filmlere imza attı. Şasa, İstanbul'un seçkin ailelerinden birine mensuptu. Ancak evde bulunmayan anne ve baba, baktığı çocuğu çocuk diye sevmek yerine, başarılı bir projeyi tamamlamak hırsıyla ele alan mürebbiyeler, çok kişinin imrendiği bir hayat yaşayan Ayşe Şasa'yı derinden etkiledi. Modern Batı düşüncesinin aklı kutsayan yapısı onun sorularına cevap veremiyordu. On sekiz yıl boyunca şizofreniyle başa çıkmaya çalıştı. Ve sonunda İbn Arabî'yle tanıştı. Bundan sonraki hayatı, öncekinden çok farklı olacaktı. "Delilik Ülkesinden Notlar", Ayşe Şasa'nın reddettiği ve sonradan tanıştığı iki dünya arasındaki serüveninden notlar içeriyor.
Akif Emre'nin söylediği gibi, "Ayşe Şasa, modern Batının tek geçer akçe saydığı aklı aşmanın tehlikeli yolculuğu sırasında tuttuğu seyir defterinin sayfalarını okuyucuya açıyor. Delilik Ülkesinden Notlar, adeta aklı akılla yenerek sahile ulaşmanın öyküsü." Şasa'nın "delilik ülkesi" derken, şizofreniye mi yoksa modern batının yaslandığı aklın tükenişine mi gönderme yaptığı kitabın satırları arasında
14 Ekim 2009 Çarşamba
Meditasyon ve Tehlikeleri
Manken Tuğçe Kazaz özel hayatında sorunlar yaşadığı zaman sık sık meditasyon yaptığını açıkladı. Tuğçe Kazaz “Her sabah yarım saat meditasyon yapıyorum. Böylece stresimi atıp güne daha huzurlu başlıyorum. Meditasyon sırasında tütsü de yakardım. Artık bu alışkanlığımdan vazgeçtim. Çünkü geçenlerde halıya düşen tütsü yüzünden evde az kalsın yangın çıkıyordu” dedi.
meditasyon zor zanaat. her türlü sakatlık olabilir, insanın beli tutulabilir, ayak bileği çıkabilir, trans halindeyken hırsız girebilir... ev bile yanabilirmiş.. bunu da tuğçe kazazdan öğrendik. aman dikkat değerli meditasyoncular...
12 Ekim 2009 Pazartesi
Sigara Öldürür
1955 yılında yapılmış bir icat bu. 20 sigaralı bir sigaralık. her seferinde sigaranı takmakla uğraşmana gerek kalmadan topluca takıp, sıra ile yakarak kullanılıyormuş. poz veren zavallı manken ise dikkat çekmek için yirmisini birden yakarak poz vermiş. eğer bir nefes almışsa baya dağılmış olmalı.
sigara öldürür. bu icatla beraber kesin öldürür...
Yeni Türkü - Deliler
Diyorlar ki bazen gozlerinden
Deliler dolusmus bakiyor birer birer
Delilerden selamlarsin konus onlarla
Nasil muhtacimbuna
Diyorsun ki bazen geceler boyu
Sayiklarmisimolanlari birer birer
Duslerden selamlarsin konus onlarla
Nasil muhtacim sana
Bir gece ansizin gel yine
Elinde mor ciceklerle
Tazelikle gel yine
Binbir guzel hikayeyle
Bir gece ansizin gel yine
Elinde mor ciceklerle
Tazelikle gel yine
Binbir guzel hikayeyle
Diyolar ki bazen gozlerinden
Deliler dolusmus bakiyor birer bier
Delilerden selamlarsin konus onlarla
Nasil muhtacim buna
Bir gece ansizin gel yine
Elinde mor ciceklerle
Tazelikle gel yine
Binbir guzel hikayeyle
Bir gece ansizin gel yine
Elinde mor ciceklerle
Tazelikle gel yine
Binbir guzel hikayeyle
Bir gece ansizin gel yine
Elinde mor ciceklerle
Tazelikle gel yine
Binbir guzel hikayeyle
Bir gece ansizin gel yine
Elinde mor ciceklerle
Tazelikle gel yine
Binbir guzel hikayeyle
10 Ekim 2009 Cumartesi
Slumdog Millionaire - Baba Dayağı
hindistan garip memleket. filmi izlerken hem büyük benzerlikler hem de büyük farklılıklar gördüm, gözlemledim. param olsa gider miyim? o kadar ülke, gezilecek o kadar yer varken zor açıkcası.
Slumdog Millionaire, güzel bir fikrin her zaman başarılı olabileceğinin kanıtı oldu bizim için. filmdeki küçük veletlere bayılmayanda yoktur muhtemelen. velhasıl kelam oskar aldıktan sonra film hakkında haberler bitmişti ki; başrollerdeki bizim küçük veledin babasından dayak yemesi haberini okuyana kadar.
babadır döver dedim. veletin ağlarken ki fotoğrafına da bayıldım.
9 Ekim 2009 Cuma
Aya Bomba Atılacak
Gerçektende şaka gibi bir gelişme. NASA ayda su olup olmadığını öğrenmek için aya bomba atacak. elde ettiği bulgulara bakarakta ayda su olup olmadığını öğrenecek.
8 Ekim 2009 Perşembe
İşte Protesto Böyle Olur
john lennon... çağımızın en büyük ikonlarından biri. neden yaşadığı çağa damgasını vurdu bu adam. beatles efsanesi sayesinde mi? yoksa suikast ile ölmesinden dolayı mı? belki hepsi, belki de hiçbiri. bu konuda ahkam kesmeyeceğim. dün hürriyet gazetesinde bir resmini gördüm ve dedim ki: " helal olsun adama"
dünyadaki savaş ve şiddeti protesto etmek için yoko ono ablamızla beraber bir hafta boyunca yataktan çıkmamışlar. biz de böyle ilginç protestolar ne yazık ki yok. levent kırca'nın sabahtan öğlene kadar olan açlık grevi dışında tabi.
keşke biz de böyle protestolar da olsa. bilmiyorki sanatçı tayfası anca böyle ölümsüz olabilirler. ya da boşverin hepsi ölsün.
6 Ekim 2009 Salı
Kızdırmayın Levent Abimi
nedendir bilinmez ben pek severim levent kırcayı. mizahı ve uslubu bana her zaman içten gelmiştir. en son elinde kelle seçim propagandası yapmaktaydı. şimdi de basına saldırmış. yakışır abime..
kızdırmayın levent abimi.
3 Deli Bir Arada
Hülya Avşar'ın programına konuk olan Yaşar Nuri Öztürk, ünlü sanatçının sorularına çok sinirlendi. Siyaset ve Ak Parti sorularına devam eden Avşar'a Öztürk 'Burada beni kullanarak AKP'ye yağcılık yapmayın'diyerek canlı yayını terketti. Bu yaşananların ardından oldukça gerilen Avşar, programın diğer konuğu Kamer Genç ile bir süre konuşmaya çalıştı. Ancak reklam arasından sonra başka bir program yayına girdi. Kısa bir süre öncede Kamer Genç, Avşar kızına ' Yağcılık yapma, senin buna ihtiyacın mı var' demişti.
5 Ekim 2009 Pazartesi
Ayak kokusu ve Deli
ANADOLU Ekspresi ile Sakarya’dan Eskişehir’e gelen ve alkollü olduğu belirtilen 31 yaşındaki Taner Uysal, ‘ayak kokusu’ tarışması sırasında 49 yaşındaki Orhan Uğur’u boğazını keserek öldürdü.
Olay Bilecik’in Vezirhan Beldesi yakınlarında gece saat 01.30 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre tren restoranında içki içtikten sonra oturduğu koltuğun bulunduğu yolcu vagonuna giren Taner Uysal, ‘Burada ayakkabılar ve çoraplar kokuyor’ diye bağırınca, yolculardan Orhan Uğur ile aralarında tartışma çıktı. Tartışma kavgaya dönüşürken Uysal, kendisine kafa attığını öne sürdüğü Uğur’u, yanında taşıdığı ‘kelebek’ tabir edilen bıçakla boğazını keserek yaraladı.
4 Ekim 2009 Pazar
Bir Türkiye Deliliği - Lağımdan Altın Fışkırdı
Lağamdan altın fışkırdı...
Kanalizasyon kazısı sırasında bulunan Osmanlı dönemi altınları ortalığı karıştırdı
MARDİN'in Kızıltepe ilçesine bağlı Sürekli köyünde yürütülen kanalizasyon çalışması sırasında Osmanlı dönemine ait bir küp altın bulundu. Olayın duyulmasının ardından Sürekli köyü, meraklı vatandaşların akınına uğradı.
Mardin'in Kızıltepe ilçesi ile Viranşehir karayolu üzerinde bulunan ve ilçeden 25 kilometre uzaklıkta bulunan 120 haneli Sürekli Köyünde, Mardin İl Özel idaresi ve Kızıltepe Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından yürütülen kanalizasyon çalışması sırasında Osmanlı dönemine ait altın bulundu. Kepçe ile yapılan kazı sırasında iki metre derinliğinde yol kenarında, bir küp altın bulundu. İşçilerin Jandarmaya haber vermesi üzerine, İlçe Jandarma Komutanlığı'na bağlı ekipler köye gelerek, tedbir aldı. Jandarma, köye ve özellikle altınların bulunduğu bölgeye kimseyi yanaştırmadı. Olayı duyan merakli vatandaşlar ise, Sürekli köyüne akın etti.
KAYMAKAMLIK KAZI ALANINI TEL ÖRGÜYLE ÇEVİRECEK
Bir küp içerisinde bulunduğu ve sayısı konusunda henüz bir açıklamanın yapılmadığı altınlar ve bulunan küpün incelenmesi için Mardin Müzesinde görevli arkeologlar köye çağrıldı. Alınan karar üzerine altınların bulunduğu alandaki kanalizasyon kazısı ikinci bir emre kadar durdurulurken, yeni bulgulara raslanma ihtimaline karşı, altınların bulunduğu alandaki kazıların genişletilmesi kararlaştırıldı. Güvenlik bantlarıyla çevrelenen olay yerinde, Kızıltepe Kaymakamlığı'nın kazının yapılacağı alanı tel örgü ile kapatmaya hazırlandığı öğrenildi
kaynak:milliyet
2 Ekim 2009 Cuma
Tarla Faresi Katili
Başkent Dakka yakınındaki Gazipur bölgesinde son 9 ayda 83 bin 450 tarla faresi öldüren 40 yaşındaki Mukhayrul İslam'ın ödülü renkli televizyon ve sertifika oldu. İslam'ın, kanıt için öldürdüğü farelerin kuyruklarını biriktirdiği belirtildi.
Bangladeş Tarım Bakanlığına göre, ülke yılda yaklaşık 3 milyon ton gıda ithal ediyor, tarla fareleri ise her yıl 1.5 ile 2 ton gıdayı yok ediyor.
Ülkede tarla farelerinin öldürülmesine yönelik bu yıl düzenlenen kampanyayı yürüten Bangladeş Tarım Araştırma Konseyi başkanı Vais Kabir, kampanyada başarılı olabilirlerse gıda ithalatının yarı yarıya azaltılabileceğini kaydetti.
Hükümetin kolay bir iş olmayan tarla farelerini öldürmeleri için çiftçi ve öğrencileri eğiteceği de belirtildi.
kaynak:hürriyet
1 Ekim 2009 Perşembe
Buzdolabı Sevinci
Buzdolabı sevgisi, hangimiz bir buzdolabi alınca sevinmez, delirmez. Sivaslı çocukların durumu da bundan ibaret. Çocuklar hem buzdolabı almış, hem de ikinci el ucuza amış. Yine kendilerini frenleyebilen, mazbut çocuklarmış. Başkası olsa sokaklarda çıplak koşar. Gençler gayet güzel fotoğraflar çektirmişler.