28 Eylül 2009 Pazartesi

Kurabiye Canavarı - Kurabiye Delisi



kurabiye canavarı; belki de küçüklüğümüzde rastladığımız ilk deli. obsesif sevimli kukla. ekşi sözlükten safir'in paylaşımı olan bir kurabiye canavarı diyaloğunu bulduk. okuduğum zaman sanki zaman makinasına binmişçesine her şey gözlerimde canlandı. paylaşımı sizlerle paylaşayım dedim. 

mekan: kütüphane 
K:kütüphaneci 
KC:medarıiftiharımız Kurabiye Canavarı 

K: burası bir kütüphane. lütfen sessiz olun. 
KC: kurabiye.. kurabiye.. kurabiyee! 
K: beyfendi, burası bir kütüphane! 
KC:ama ben kurabiye istiyorum. 
K: burada sadece kitap bulunur. 
KC:şey ben kurabiye yemek istemiştim. 
K: olmaz. burada katiyen kurabiye bulunmaz. kitap bulunur! 
KC: aa tamam.. tamam, anlıyorum... 
K: hah, şöyle. şimdi söyleyin bana, ne istiyorsunuz? 
KC: ben... 
K: evet... 
KC: bir... 
K: evet.. 
KC: kurabiye istiyorum! 
K: aaaah! beyfendi adamı sinir etmeyin, burası bir kütüphane. burada yalnızca kitap bulunur, yalnızca kitap!! 
KC: aa tamam tamam. burası bir kütüphane. burada yalnızca kitap bulunur. 
K:evet, yalnızca kitap! 
KC- tamam, sakin olun. 
K: ohh, pekâlâ. 
KC: eveet. beeen... 
K: ? 
KC: ben kurabiye... 
K: ! 
KC: ...resimli bir kitap istiyorum. 
K: hah, o var işte, o var. ooh.. (rafa uzanırken...) 
KC: yanında da bir bardak süt! 


işte kurabiye canavarımızın duruşu budur. hangimiz onun gibi kurabiye yemeye çalışmadık? hangimiz onun masadaki kırıntıları bile yiyişiine imrenerek bakmadık. özledim be seni kurabiye canavarı. şöyle sadece senin oynadığın kısımların olduğu bir kolaj bulsamda izlesem. hem gülmekten, hem de özlemden ağlasam. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder